İMKANSIZA TUTUNANLAR
- 🌻Esra Nil 🌻
- 23 May 2021
- 4 dakikada okunur
Esra Nil / Hüyük Makbule Durmuş Akkuş Anadolu İmam Hatip Lisesi / KONYA

Ben Aslı, Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi. Yirmi altı yaşındayım. Bu hayatta istediğim tek bir şey var. Ne mi? Yakında göreceksiniz. Hayatın bana acımasız tarafını göstermesi maalesef pek uzun sürmedi. On altı yaşındayken acılarla yüzleşmeye başladım. Beni bu yerlere getiren nedenlerden biri de bu. Babam... Babamı on altı yaşındayken bir trafik kazasından dolayı kaybettik.
Annem, ben ve küçük erkek kardeşim ortada kalmıştık. Annem ev hanımıydı, eve gelen tek maaş ise babamın kazandığıydı. Ama artık o yoktu. Bu yüzden çalışmamız gerekiyordu. Kardeşim daha çok küçüktü çalışamazdı. Annem temizliğe gidiyor, ben ise okuldan sonra markette çalışıyordum. Annemin durumu pek iyi olmadığında ise ev işlerini tamamen ben alıyordum.
Bir gün eve döndüğümde annemi mutfakta baygın halde buldum. Hemen hastaneye götürdüm. Kardeşimin okuldan sonra kursu vardı. Onu o telaşla tamamen unutmuştum. Öğretmeninin araması ile onu almaya gittim. Onu komşumuza bırakıp , kendim hastaneye geri döndüm. O sırada annemin tahlil sonuçları çıkmıştı. Doktorun odasına girdim. Doktor annemin beyninde bir tümör olduğunu, ameliyatla alabileceklerini ama ameliyatın çok yüksek bir risk içerdiğini ve fiyatının da yüksek olduğunu söyledi. Fiyatı ise 50.000 TL idi.
Annemi başka bir hastaneye götüremezdim. Devlet hastaneleri , çok riskli bir ameliyat olduğu için yapmıyorlar, onlar da özel hastaneye sevk ediyorlardı. Annemin durumu hiç iyi değildi. Doktora o kadar paramız olmadığını söylediğimde doktorun yüz ifadesini unutamıyorum. Ona yalvardım. Ama dediğim kelimeler bir kulağından girip bir kulağından çıkmış gibiydi. Oradan çıktığımda gözlerim ağlamaktan şişmiş ve kızarmıştı. Kendimi yorgun hissediyordum. Aklıma koymuştum. Annemi kurtarmalıydım. Her nasıl olursa olsun onu kurtarmalıydım. Anneme bir şey belli etmemek için onun yanına gitmedim. Elimi yüzümü yıkayıp dışarıda yarım saat bekledim. Sonra annemin yanına gittim. Anneme yalan söyledim. Bana neyi olduğunu sorduğunda yorgunluktan olduğunu , kendisine daha dikkat etmesi gerektiğini söyleyip onu geçiştirdim. Şimdilik... Yakında vücuda farklı reaksiyonlarda gösterecekti. Onun üzülmemesi ve stresten uzak durması gerekiyordu. O gün gelene kadar ona bir şey söylemeyecektim.
17 yaşındaki bir kızın kaldıramayacağı yük vardı üzerimde. Her gece ağlıyordum. Bunu biriyle paylaşmam gerektiğini biliyordum. Ama kiminle? Babam yetimdi, annemin ailesi ise pek de yardım edecek gibi değillerdi ama başka çarem yoktu. Dayımı aradım. Dayım biraz varlıklı biriydi. Belki bana yardım edebilirdi. İlk başta dediklerime pek inanmadı; ama annemin tahlillerini attığımda bana bir miktar para göndereceğini söyleyerek kapattı. Ona bir şey söylemeyi unutmuştum. Anneme sakın söyleme… Hemen tekrar aradım; ama açmadı. Ben de mesaj yazdım.
Annemi işe gitmemesi için zor ikna etmiştim. O, kardeşim ve ev işlerine bakacaktı. Ben de okuldan sonra kafede, markette çalışıyor bazen de broşür dağıtıyordum. Derslerim iyiydi. Hatta bazen hafta sonu ders veriyordum. Bir gün marketten eve dönerken bir mesaj geldi. Dayım hesabıma para yatırmıştı. O an çok mutlu olmuştum. En azından birinin desteğini hissetmiştim. Bankaya gittiğimde hesabıma gelen paranın 10.000 TL olduğunu öğrendim, bu yeterli değildi. 3 ay içerisinde 50.000 TL'ye tamamlamak zorundaydım. Dayımı aradığımda hissettiğim destek yerini utanca bırakmıştı. Artık onun yardımını istemiyordum.
3 ay içerisinde bu parayı bulmam imkansızdı. Annem gün geçtikçe daha kötü oluyordu. Onu öyle görünce , ben zaten bitiyordum. 20 gün sonra doğum günümdü ama kimin umurundaydı ki… Benim için en büyük hediye, annemi bu hastalığın pençesinden kurtarmaktı.
20 gün sonra eski avukatımız annemi aradı. Babam 18. yaş günüm için bir hediye bırakmış. Aslında sadece bana değil. Ailemize… Bir çiftlik evi! Küllere dönen umudum tekrar yeşerdi. O evi satmalıydım; ama satmadan önce anneme söylemeliydim. Ona ne diyeceğimi bilmiyordum. Çok düşündüm ama ona gerçeği söylemek en iyisi olacaktı. Ona gerçeği söylediğimde hiç beklemediğim bir tepki verdi. Sadece gülümsedi. Meğerse o zaten biliyormuş. O adam, dayım ondan para istediğim gün annemi aramış. O an ondan o kadar nefret ettim ki... Anneme sadece sarıldım. Annem çiftlik evini satmama razı olmadı. Yaşasa da sadece 1 yılının olduğunu söyledi. O ev kardeşim ve benimmiş. Ama bizim istediğimiz sadece onun yaşamasıydı. Ben yine de vazgeçmedim; ama o kadar inatçıydı ki. Onun yerine son günlerini bizimle doya doya geçirmek istediğini söyledi. İşte o zaman gözyaşlarımızı tutamadık. Onun ısrarı üzerine kabul ettik. Bir yıldır hiç bu kadar mutlu olmamıştık aynı zamanda hiç bu kadar hüzünlü.
O gün yaklaşıyordu. En son annemi hastaneye yatırdılar. Kazandığım para 50.000'e varmıyordu. Doktorlara çok yalvardım. Ama beni her defasında reddettiler. Amaçları onu kurtarmak mıydı yoksa onu öldürmek mi bilmiyorum ama en sonunda başardılar. O ölmüştü. Annem bu hayata gözlerini yummuştu. Seni hala çok özlüyorum anne…
Kardeşim ve ben artık yalnızdık. Hiç kimsemiz yoktu. Sadece o ve ben kalmıştık bu hayatta. O an bir karar verdim. Şartlar ne olursa olsun bu hayata sımsıkı tutunacaktım ve kardeşimi de öyle yetiştirecektim. Annemin cenazesine dayım ve ailesi de gelmişlerdi. Üzgün gibilerdi; ama onlara inanmıyordum. Ben sadece onlardan yardım etmelerini istemiştim. Paranın hepsini vermelerini değil. İsteseler yapabilirlerdi; ama onlar yapmamayı seçtiler. Bundan sonra onlardan hiçbir şekilde yardım istemeyecektim. Öyle ki annemin cenaze masraflarını da kendim ödemiştim. Bundan da gurur duyuyordum.
Günler geçti annemin ölümü biraz unutulmuştu bazıları için; ama bizim için değil. Artık ikimiz de hayata sıkı tutunmuştuk. İkimiz de çok ders çalışıyor, birbirimize her zaman destek oluyorduk. Okuldan sonra markette ya da kafede çalışıyor , kardeşim ise broşür dağıtıyordu. Kendi halimizde geçiniyorduk. Şartlar bizi hayattan koparmaya çalışırken, biz ona daha da sıkı tutmuştuk.
Şimdi ikimiz de hedefimize ulaşıyoruz. Ben Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Aslı Yılmaz. Kardeşim de bu sene üniversite sınavına girdi. Sonuçları daha dün açıklandı. Artık o da bir doktor adayı. İkimizin de ortak hayali doktor olmaktı. Ama bizim hayalimiz zor durumda olan kişilere gerçekten yardım eden, merhametli doktorlar olmak. En önemlisi de insan olmak...
Esra Nil / Hüyük Makbule Durmuş Akkuş Anadolu İmam Hatip Lisesi / KONYA
Comments